“MU’ya ATIF; Açılsın Kapılar Artık” sanatçının 4. kişisel sergisi, hikayenin de 4. bölümüdür. Mu kıtasının batışıyla pek çok bilgi kaybolurken Tibet ve Mısır’a saklanan tabletlerle bazı bilgilerin aktarımı rahipler aracılığı ile günümüze kadar taşınmıştır. 

Tarih boyunca bilginin gereken zamana ulaşması için; belirli sınavlara tabi tutulan kişiler mabetlerde eğitilerek inisiye edilmişler ve eğitim tamamlandıktan sonra halka bu bilgileri aktarmak konusunda belli şifrelemeler kullanmışlardır. Mısır mabetlerinde kalan ve inisiye rahip olan Pisagor sırrı rakamlara saklayarak aktarırken, Orfe Mısır inisiyasyonundan sonra Yunanistan’a dönerek sırrı halkın zaten bildiği, var olan mitlere saklamayı tercih etmiştir. Aktarılan bu bilgilerin tarihi derinliği “Mu Kıtası”na kadar uzanmaktadır. Tasavvufta ise; zahiri bakış açısı değil, batıni bakış açısıdır manayı anlamayı, sırra ermeyi sağlayan…

Hintliler reenkarnasyon sırrını tekerleğin dönüşüne benzetirken, her bir dönüşü bir yaşama benzetmiş ve aydınlanma isteğini “durdurun tekerleği” sözleri ile anlatmıştır. İslamiyette cem evlerinde bulunan resimlerde ise yeniden doğuşun sırrı her yıl yenilenen geyik boynuzuna saklanarak tam da göz önüne konulmuş olmasına rağmen sadece manayı bilenler anlamıştır.

Manayı anlamaktan uzak olanlar ise zahiri bakış açılarının kurbanı olurken gerçeklerden uzaklaşmış, yanlış bilgilerle de inanç dünyasında bir kargaşa oluşturmuştur. En nihayetinde hep bahsedilen “Ahir Zaman” gerçekleşmiş yanlışlar doğru, doğrular ise yanlış olmuştur.İşte defalarca kilit açmış olan antika anahtarlar ateşle ve küllerinden doğan camla buluşturularak tüm bu yanlış anlaşılmaların ötesinde var olan gerçeklerin açığa çıkması ve bu kirlenmişliğin yanarak yok olması, son bulması için bir sesleniş bir yakarıştır. “Açılsın Kapılar Artık”.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.


Etkinliklerden Haberdar Ol

Etkinliklerden haberdar olmak için lütfen email adresinizi bırakın.